Kadınla Herşey

Boşanmak İstiyorum

Boşanmak İstiyorum

Eşimden ayrılmak istiyorum mu diyorsun?

Boşanmak istiyorum demek… Kolaydır. Ya zor olan? Boşanmak için göze aldıklarımız? Boşanmak istiyorum, ama yapamıyorum…

 

Adem yaratıldı önce. Sonra Havva. Dünyada bir kadın bir erkek olmak vardı hayatta. Ancak buldular birbirlerini uçsuz bucaksız, sessiz, karanlık dünyada. Sonra bir arada yaşadılar. Birlik olarak yaşadılar.

Paylaştılar hayatı, dertleştiler; hayatı yaşamanın ne demek olduğunu, ilk insan yavrularını, ilk bebekleri gördüler hayatta. Her şeyin ilkini yaşadılar; ama beraberce. Zaman geçti; çocuklar, topluluklar, milletler doğdu dünya üzerinde çeşit çeşit. Ve hep iki kişiyle kurulan yapılar üzerinde gelişti insanlık; bir kadın bir erkek.

Aile kavramıydı; bir kadınla bir erkeğin bir arada yaşaması… ama ölümüne yaşaması. Çocuklar işin neşesiydi, olması gerekenlerdi, olunca herşey bir yana onlar bir yana hevesiyle bakılası olanlardı.

***

Zaman çok ilerledi. Teknoloji gelişti. Küçük aile yuvalarının içine dışarıdan bir çok fazlalık girdi. Eşler birbirini tanımaz, aynı cümleleri konuştuğu halde birbirini anlayamaz, ufacık tartışmalardan ayrılıklar başlar oldu.

İnsan insana tahammül edemeyebilirdi ancak eş eşe neden tahammül edemezdi? Neden ‘şiddetli geçimsizlik‘ kavramıyla tek celseye hapsedilebildi kalan hayatlar..? Ne bekleniyordu ki evliliklerden, birlikte bir ömür yaşama sözü vermenin ardındakilerden..?

Toplum gelişmişti. Artık eş yerine iş öne geçmiş, aş yerine geçici aşklar türemişti. Evlilik ayrıydı, başkasıyla aşk yaşamak ayrı. İş ayrıydı, eş ayrı. Mücadele ayrıydı hayatta, ev sorunları sanki çok ayrı..!

Katlanmaya ne gerek vardı sürekli bir insana? İnsanlığın kurduğu hayat artık kimseyi kimseye muhtaç etmiyordu ki zaten! İstenildiğinde karşı cinsten biri ile sohbet etmek, iletişim kurmak basitti. Bir bilgisayar yetebilirdi karşı cinsle dertleşmeye çünkü. Neden çekmeliydi ki insanlar illa ki bir ömür boyu birini yanında?

Evlilik; yalnızlıktan, tek olmanın zorluğundan birine ihtiyaç duyma, hayatı paylaşma değil miydi ? Şimdi yalnızlık mı kalmıştı hayatta ? Yalnız kalacak zaman mı vardı ki hem; işten, eğlenceden, sosyal çevreden, her cinsten..!

***

Gün oldu askerlik dendi, askere giden erkek yirmibeşindeydi. Okul vardı üniversite denilen, yirmi beşinde anca bitirilen. Bunlar vakit geçirmek için miydi yoksa dedirten? Sonraydı evlilik; yaşlar otuza varırken.

Nihayetinde evlilik. Sonra anlaşmaya çalışma meselesi; Otuza yakın bir ömürle bir anda yeni bir dünyaya girme ve alışma evresi. Kolay mıydı bu peki?

Ama güçlüydü insanlar, nasılsa ayakta kalabileceklerdi ayrıldıklarında. Bu yüzden bir denemek gerekirdi evliliği. Zaten erkek, erkekti!; işi vardı, aşı olabilirdi, paralıydı çünkü. Ama artık kadın da, kadındı! Okumuş, iş edinmiş, kendi ayakları üzerinde durabilecek güçte bir kadın. O halde risk almakta ne sorun vardı ki evliliğe adım atmaya? Ya hep olurdu ya hiç!

“Hep” olamadı, “hiç” oldu…

Yılların gecikmesiyle başlayan evliliklere alışılamadı.

Aile yapısının sıcaklığı kişisel rahatlığa alışmışlıkla baş edemedi.

Sosyal hayatın ve çevrenin tek kalınma durumunda hep desteği olacaktı.

Hem yeni hayat kurulur, alışılır, atlatılır, tekrar daha uygun biri bulunur güvencesiydi.

Kaldıramadı insanlar birlikteliği, katlanamadılar birlikteliğe, olamadılar Adem ile Havva el ele.

Hep olamadı, hiç oldu.. Evliliklerin yüzde 60’ı ilk 10 yılda son buldu!

Tüik, Türkiye’de boşanmak istiyorum deyip bunu gerçekleştirenlerle ilgili araştırma sonuçlarını açıkladı. Bu güne kadarki araştırma sonuçlarında  boşanma sayıları artışı 2015 yılında artık ilk on yılda yüzde 60’a ulaşmıştı. Boşanmaların yüzde 40’ı evliliğin ilk 5 yılında gerçekleşti. Yüzde 22 civarı boşanma ise ilk 10 yılda oldu. Her yıl ülkemizde ortalama yüzde 4-6 arasında boşanmalarda bir artış görülüyor.

Aynı araştırma ile itibarlı yaşam ‘Düzgün alie’ olarak gösterildi. İtibarlı yaşamın aile olduğunu söyleyenlerin yaş grubu yüzde 50 ile 65 yaş ve üzeriyken, ailenin itibar göstergesi olarak görüldüğünü düşünen 25-34 yaş arası topluluk yüzde 37 olarak kaldı. Gençler itibarı ailede görmüyordu büyükler gibi.

Yaş gençleştikçe aile kavramının da önemini kaybetmesi ancak ileriki yaşlarda öneminin anlaşıldığında artık çok geç olacak olması ne kadar da üzücü. Aile yapıları birer birer çöküyor.

Yılda ortalama 120 bin çiftin boşandığı ülkemizde Aile Bakanlığı tarafından “yuva korumak, evliliği kurtarmak” için boşanmadan önce ‘aile danışmanlığı’ uygulaması ile 450 çitftten 75’inin boşanmaktan vazgeçtiği görüldü. Boşananların yüzde 20’si eski eşiyle tekrar evleniyor.

BOŞANMAK İSTİYORUM! ama yapamıyorum…

Boşanmak istiyorum çünkü…

(Siz yazar mısınız… neden?)

KadinlaHersey.com | Yazar: Deniz Y.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Kaynak gösterilerek alıntılama yapılabilir. Kadinlahersey.com